Edebi ‘Vagabond’lar ve Modernleşme Serüveni

21 Aralık 2021

AHMET ERGENÇ

Ortak Dersler Bölümü

December 21, Tuesday 20:00

Edebiyatta evini terk eden, evsizleşen ya da kendini ‘evinde hissetmeyen’ karakterler, yerleşik bir hayatı terk edip ‘vagabond’laşan karakterler, genelde ‘ev’le özdeleşen Yasa’yı ya da Büyük Öteki’yi de ihlal ederler ve içine doğdukları mecazi evleri de (her biri birer büyük anlatı olan yuva, tarih, kimlik, sosyo-ekonomik konum vesaire) terk ederek bir köksüzleşme ya da bir reddi-miras jesti sergilerler. Bu karakterlerin yaşadığı ‘kriz’ anları edebiyat için önemlidir zira bir kırılmaya, hem fiziksel, hem de düşünsel-politik bir kırılmaya işaret ederler. Bu kırılma ve ‘vagabond’laşmanın moderniteyle de yakından bağlantısı var. Evini, toprağını, tarihini, mahallesini ya da içine doğduğu “büyük anlatı” neyse onu terk edenler, moderniteye ve modernist dönüşüme yakın dururlar. Modernite ontolojik sarsıntıyı, ontolojik sarsıntı da bir metafor olarak “ev”i (yuva, tarih, kimlik, büyük anlatı vesaire) gerektirir. Türkçe edebiyattaki ‘vagabond’ karakterler, anlatının moderniteye yakın duran, Benjamin’in ifadesiyle ‘yıkıcı karakter Edebi ‘Vagabond’lar ve Modernleşme Serüveni’leridir: flanörler, flanözler, serseriler, göçebeler vesaire mevcut durumdan çıkarak, düşünsel ve fiziksel anlamda bir kırılmanın eşiğine ulaşırlar. Prototipini Baudleaire’in oluşturduğu bu ‘vagabond’ ya da flanör-flanöz tipi yerleşik ve geleneksel olandan radikal bir kopuş gerçekleştirerek modernleşme ve ‘kozmopolit’leşmeye doğru ilerlerler. Bu konuşmada Sait Faik, Tanpınar, Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Tezer Özlü, Latife Tekin ve Ayhan Geçgin gibi yazarların metinleri üzerinden, Türkçe edebiyatta ‘köksüz’ olmanın ya da bir edebi ‘vagabond’a dönüşmenin, Türkiye’deki tarihsel ve kültürel modernleşme serüveniyle olan bağlarını ele almaya çalışacağım.